Bunlar Hep Safsata

  • Yayınlanma Tarihi: 17 Ağustos 2022
  • Yazar: Feyza Nur Kaya

Mantıksal safsatalar ilk bakışta mantıklı görünen ancak doğru bir akıl yürütme süreciyle yanlışlığı anlaşılan argümanlardır. Akıl yürütmeyi çıkarımlarda bulunmak (Leighton, 2004) olarak tanımlarsak mantıksal safsata yanlış çıkarımda bulunmaktır, diyebiliriz. Bu düşünsel çarpıtmalar yalnızca siyasi ve sosyal propaganda aracı değil, aynı zamanda hepimizin günlük hayatta düştüğü ya da maruz kalarak manipüle edildiği hatalardır. En yaygın safsataları ve farkında olmadan yaptığımız mantık hatalarını öğrenerek gerek kendimizle ilgili gerekse etrafımızda olup bitenlerle ilgili daha sağlıklı ve doğru akıl yürütmelerde bulunabiliriz.

Adam Karalama- Ad Hominem

Fikir, tutum, duruş, önerme yerine öneride bulunan kişinin kişiliğine saldırıda bulunmaya denir. Özellikle siyasetçiler tarafından sıklıkla yapılsa da kişilerin görüş ve önerilerini değerlendirirken hepimiz bu hataya düşebiliriz.

“Onun eğitimi yok bir kere…”

Batık Maliyet – Sunk Cost Fallacy

Özetlemek gerekirse harcadığınız zaman, para, emek boşa gitmesin diye daha fazla zaman, para, emek harcamaya batık maliyet safsatası denir. Örneğin bir film izlemeye başladınız. Yarım saat izlediniz ve sıkıldınız, ayırdığınız zaman boşa gitmesin diye kalan iki saati de izlediğinizde ya da para verdim diye düşünerek tadını beğenmediğiniz içeceği zorla bitirmeye çalıştığınızda bu hataya düşmüş olursunuz.

Korkuluk – Straw Man Fallacy

Bazen bir fikir önerirsiniz ve karşınızdaki kişi bunu eğip bükerek kendi dönüştürdüğü versiyon üzerinden fikrinize karşı çıkar. İşte buna korkuluk safsatası denir. Örnek bir diyalog:

Ben: Kitabı tercih ederim.

X kişisi: Neden filmlerden nefret ediyorsun?

Konuyu Saptırma- Red Herring

Adı üstünde konuyu saptırma. Korkuluk safsatasıyla benzerdir ama korkulukta en azından muhabbet aynı konu etrafında dönerken bu mantık hatasında konu tamamen değiştirilerek ana önermeden uzaklaştırılır. Karşınızdaki kişi bunu yapıp sonra da “gördün mü cevap veremiyorsun” diyebilir ve siz de gerçekten cevap veremediğinizi fark edebilirsiniz. Bu noktada hemen kendinize oraya nerden geldiğinizi hatırlatın ve konudan sapmayın ya da daha fazla zaman harcamamak için konuyu kapatın.

“Sen önce…. yap, sonra….’dan bahset” tarzı cümleler de bu hataya örnek olarak verilebilir.

Salsüpür Genelleme- Sweeping Generalization

İstisna kabul etmeyen kapsayıcı, tümel ifadeler salsüpür genelleme hatası içerir. Örneğin “Şimdiye kadar gördüğüm başörtülü kızlar sıkıcıydı. O halde bütün başörtülü kızlar sıkıcıdır,” diyecek olursanız salsüpür genelleme yapmış olursunuz.

Yanlış İkilem – False Dilemma

Sanki başka seçenek yokmuş, olamazmış gibi düşünülerek yapılan mantık hatasına sahte ikilem hatası denir. Oldukça dar görüşlü, esnek düşünemeyen zihinlerde yaygın olarak görülür. Ya siyah ya beyaz diye düşünmek de denebilir.

“Ya sev ya terk et.” “Ya bizdensin ya onlardan. Tarafını seç.”

Bölünme Yanılgısı – Division Fallacy

Bir bütün için geçerli olan durumun o bütünün parçaları için de geçerli olduğunu düşünmek bu yanılgıya örnektir. Örneğin Türkiye geleneksel bir ülkedir, o halde Türkiye’de yaşayan Feyza da geleneksel bir kişidir dediğinizde bu hataya düşersiniz.

Hatalı Neden – False Cause

Bir durumun nedenini hatalı olarak saptamak ya da ilişkiyi nedensellik olarak yorumlamak hatalı neden yanılgısını doğurur. Genelde zamansal ve mekânsal yakınlık iki şey arasında ilişki ya da nedensellik olduğunu düşünmemize sebep olur. Ancak horozların ötmesinin güneşin doğmasının nedeni olduğunu söyleyemeyeceğimiz gibi diğer zamansal yakınlık durumlarında da nedensellik iddia edemeyiz.

Bulunabilirlik Yanılgısı- Availability Heuristic

“Heuristic” kelimesi aslında zihinsel kısa yol olarak adlandırılan durumlardan biridir. Zihinsel kısayollar hızlı karar vermemizi sağlayan bilişsel eğilimlerdir ve yanlış kararlara neden olabilir. Bulunabilirlik yanılgısı olarak adlandırılan kısa yol ise akla ilk gelen bilginin doğru bilgiye tercih edilmesini ifade eder. Örneğin haberlerde maruz kaldığınız korkunç bir olay korkunç olaylar yaşama olasılığının yüksek olduğunu düşündürür çünkü bu çarpıcı anı ilk akla gelen anı olur ve beynimiz gerçek ihtimali hesaplamak yerine bu kısa yolu kullanarak ihtimalin yüksek olduğunu düşünür.

Pekiştirme Eğilimi – Confirmation Bias

Pekiştirme eğilimi inancımızı doğrulayan kanıtlara odaklanarak aksini destekleyen kanıtları göz ardı etmeyi ifade eder. Örneğin uzun saçlı erkeklerin “serseri” olduğunu düşünen biri bu tanıma uyan erkekleri fark ederken “serseri” olmayan uzun saçlı erkekleri fark etmeyebilir ve inancı bir kısır döngüye girer çünkü sürekli bu inancın kanıtlandığını zanneder.

Kanıtlama Yükü – Appeal to Ignorance

Bir durumla ilgili kanıtları tartışmak yerine aksi durumla ilgili kanıtlara yönelmek bu yanılgıyı doğurur. Örneğin bir tedavi yönteminin faydalı olup olmadığını sorduğunuzda “zararlı olduğunu gösteren kanıt yok” denmesi bu duruma örnektir. Halbuki sizin sorunuz zararının olup olmadığı değil faydasının olup olmadığıyla ilgilidir.

Not : Bu yazı Ayşe Reyyan Bilge Yıldırım hocanın “Psikolojide Eleştirel Düşünme” dersinde öğrendiklerimin bir derlemesidir. Kendisine teşekkürlerimi sunarım.