Küresel Düşün Yerel Hareket Et!

  • Yayınlanma Tarihi: 07 Ağustos 2020
  • Yazar: Edibe Beyza

Günümüz imkânları göz önünde bulundurulduğu zaman her şeye ulaşım çok kolaylaştı. Dünya bir küreselleşme sürecinin içerisinde. Bugün kilometrelerce ötedeki bir yerden kolaylıkla haberdar olabiliyor yahut başka bir kıtada üretilen bir ürünü satın alabiliyoruz. Markaların birden fazla ülkede faaliyet göstermesi, artan dünya nüfusu, bir ürüne/hizmete ulaşımın kolaylığı küreselleşmeye ivme kazandırıyor. Pazarlama taktiklerinden birisi olan “Küresel düşün yerel hareket et.”  tam da bu küreselleşme sürecinde devreye giriyor. Çünkü markaların büyüyebilmeleri için hizmet verdikleri hedef kitlenin toplumsal ihtiyaç ve isteklerini de göz önünde bulundurmaları gerekir. Peki, sizce bunun çevresel iyilikle ne ilgisi var?

Meşhur slogan:

“Küresel düşün yerel hareket et (think global, act local)” 1900’lü yılların başlarında yaşayan İskoç bir şehir planlamacısına ait bir söylem. Ancak sonrasında insanlar tarafından o kadar çok benimseniyor ki genel bir deyiş halini alıyor. Bu sloganın pek tabii çeşitli versiyonları mevcut. Yeni eklemeler ve değiştirmelerle artık anonimleşmiş.

Uluslararası sahada faaliyet gösteren markaların küresel standartları bellidir. Bu şaşmazların yanında faaliyet gösterdikleri bölgelerde farklı eylemler gerçekleştirebilirler. Çünkü her bölgenin ihtiyacı ve alışkanlıkları değişkendir. Küresel kurallar yerel uygulamalarla desteklenerek eyleme geçirilir. Yereldeki yaşayış biçimlerini, kültürel yapıyı araştırarak pazarlama stratejisi oluşturmak büyümek için hemen hemen şarttır.

Çevresel iyiliğe uygulama:

Peki, bunu çevresel iyilik ile nasıl ilişkilendireceğiz? Global düşünerek gezegenimizi koruyabilir yerel düşünerek yerli üreticiyi destekleyebiliriz. Nasıl şirketler global kararlar alıp bunları yerel uygulamalarda gerçekleştiriyorlarsa aynısını biz de kendi hayatımıza entegre edebiliriz. Yaşadığımız bölge ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda özelleştirilmiş kampanyalarımızı oluşturabiliriz.

“Küresel düşün.” Burası bizim gezegenimiz ve bundan başka gidebileceğimiz bir gezegen yok. Dolayısıyla burayı korumamız gerek. Bunun için de küresel düşün diyoruz. Sadece kendimizi değil, suya erişimi olmayan insanları, mikroplastik cenneti olan denizleri, atıklarla doldurulan doğal alanları ve gelecek nesilleri düşünmemiz elzem. Kaldı ki sadece kendimizi düşünsek bile bunlara dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla bir ürün/hizmet alırken buna olan ihtiyacımızı gerçekçi olarak düşünelim. Çünkü eylemlerimiz hem bizi hem de dünyayı etkiler.

“Yerel davran” kısmını da bölgemizdeki ürün/hizmet sağlayıcılarından ihtiyaçlarımızı karşılamak olarak algılayabiliriz. Yani yerel üretimi ve üreticiyi destekleyebiliriz. Yerel hareket etme kısmını sadece gıda üzerinden değil, alışveriş yaptığımız tüm alanlar için düşünebiliriz. Gıda, kıyafet, teknoloji, ev ürünü gibi çeşitli kategorilerdeki alışverişleri küresel markalardan yapmanın yerine yerel üreticileri tercih edebiliriz.

Yerel alımın faydaları

Meyve sebzeyi yerel üreticiden alarak uzun mesafe kat etmek zorunda kalmayan ürünler yemiş oluruz. Deniz aşırı memleketlerden gelen ürünlerin uzun yola dayanabilmesi için çeşitli koruyucu maddeler kullanılıyor. Bu zararlı maddeleri vücudumuza almamış olmak artık neredeyse büyük bir ayrıcalık. Buna ek olarak dağıtım zincirinde ortaya çıkan sera gazlarının da negatif etkisinden kaçınmış oluruz. Gıdanın ulaşım zincirinde geçen zaman nedeniyle kaybettiği besin değeri de cabası.

Küresel hazır giyim markaları sayesinde artan ihtiyacı karşılamak için (yaratılan sahte bir ihtiyacı karşılamak için de diyebiliriz) piyasaya haddinden fazla sentetik kumaş sürülüyor. Bunların kumaşa döndürülmesi, ucuza mal edildiği ülkelerden getirilmesi ve dağıtım aşamalarına kadar geçirdiği çeşitli işlemlerin enerji kaynaklarımızı tükettiği ortada. Bu tüketim alışkanlıklarımızı da gözden geçirerek, farklı alternatiflere yönelerek, hatta mümkünse zanaatkarlardan yani terzilerden giyinmeye çabalayarak hem adil bir üretim sürecini destekler hem de yeryüzüne verdiğimiz zararı azaltırız.

Yerel alışveriş size tüketim bilinci katacağı gibi etrafınızdaki esnafı da tanıma olanağı tanır. Belki de çevrende senin desteğini bekleyen yerel bir girişimci vardır. Ona güzel işler çıkarma şansı vermek senin elinde.

Her ne kadar yerel üretim merkezli bir alışkanlık kazanmak faydalı olsa da buradaki en önemli ayrıntı kendimizi daha az satın almaya teşvik etmektir. Çünkü ne kadar çok ürün/hizmet alırsak bunun açtığı boşluğu doldurmak için aynı oranda üretim yapılır.

Sonuç olarak “nemelazımcılık” yapmadan küresel çapta hem insanları hem de diğer yaşam formlarını düşünmemiz gerekmektedir. Bu her bireyin sorumluluğudur. Bunu yapmanın bir yolu da “Küresel düşün yerel hareket et!” sloganından yola çıkarak bölgemizdeki üreticileri desteklemektir. Hem ekonomik hem de sosyolojik açıdan faydalarını deneyimledikçe bu tüketim tarzının daha insani ve keyifli olduğunu hep birlikte göreceğiz.