Gıdalarımız Buzdolabını Seviyor mu?

  • Yayınlanma Tarihi: 09 Kasım 2020
  • Yazar: Edibe Beyza

Buzdolabında saklamanıza rağmen yiyecekleriniz yine de bozuluyor mu? Acaba bizim sevdiğimiz, pratik bulduğumuz kadar gıdalarımız da buzdolabını seviyor mu? Gelin bu yazıda gıdalar için  uygun saklama koşulları üzerinde durarak yiyeceklerimizin nasıl daha uzun süre dayanabileceği hakkında çeşitli yöntemleri görelim.

İnsanlar buzdolabı ile tanışmadan önce ne yapıyordu? Yedikleri kadar alıyor veya temin ediyor olamazlar. Zira dünya üzerinde fazla mahsulü saklama üzerine onlarca yöntem var. Belki burada çoğumuzun sadece adını duyduğu, bazılarımızın “Ah evet ya!” diye hayıflanarak hatırladığı bir kültür var: kiler kültürü.

“Pamuklara sarıp saklamak” deyimini hepimiz duymuşuzdur. Sıkça kullandığımız bu deyimin çıkış noktasının kiler kültürümüzle ilgili olduğunu söylesek şaşırır mıydınız? Önceden yiyeceği elde etmenin ve saklamanın ne kadar zor olduğunu bilen, daha doğrusu tecrübe eden  büyüklerimiz onları kilerlerde, ambarlarda saklarmış. Bozulmamaları için de çeşitli ürünlere sararak havayla temasının kesilmesi sağlar, böylece ürün daha uzun süre dayanırmış. Bu sarma işlemi saman, devrine göre gazete kağıdı, toprak gibi ürünlerle yapılırmış. Pamuğa sarmak ise artık o ürünün ne kadar kıymetli olduğuna işaretmiş. Zira pamuk elde etmek ve bunu ürün muhafazası için kullanmak alışılagelen bir durum değil. Bu da gıdaya verilen değerin bir tezahürü. İşte dilimizdeki bu cümlenin arka planında böyle bir kültür yatıyor. 

Soğuk olsun diye özel inşa edilen odalar, çeşitli yiyecekler için çeşitli muhafaza yöntemleri… Günümüzde bunların hepsini bırakarak buzdolabının esiri olduk. Çünkü ürünler soğuk yardımıyla taze kalıyor. Gerçekten öyle mi? Ürünlerin daha uzun süre dayanmasını sağlayacak başka yöntemler yok mu? Bir ürünü açık havada seçip alırken eve gelince ne değişiyor da onu buzdolabına hapsetme ihtiyacı hissediyoruz? Neden her şeyi buzdolabına tıkıştırmak dürtüsünü bir türlü bastıramıyoruz?

Her türden millet yaşadıkları iklim şartlarına göre saklama yöntemleri geliştirmiştir. Sonuçta insanoğlu buzdolabı ile son 150 yıldır gıdasını paylaşıyor. Bunun öncesinde tecrübe ile yoğrulmuş büyük bir saklama geleneği söz konusu. Her ne kadar artık buzdolabı her türlü saklama geleneğinin önüne geçmiş gibi görünse ve bize pratik gelse de bunun doğru ve sağlıklı bir yöntem olmadığını düşünenler de var. Geçtiğimiz yazımızda bahsetmiş olduğumuz Save Food From the Fridge akımının öncüsü Güney Koreli Jihyun Ryou temelde, ürünleri buzdolabından uzak tutarak aslında onları koruduğumuz görüşünü öne sürüyor. Buzdolabının yalnızca soğuk zinciri kırılmaması gereken et ve süt ürünleri için kullanılmasının makul olduğunu ifade ediyor. Hatta sıcak memleketlerden gelen domates, muz, patlıcan gibi bazı gıdaların düşük derecelerde daha hızlı bozulduğunu belirtiyor. Şimdi size bu yöntemi birkaç gıda maddesi ile açıklamak istiyorum.

Elma: Sebzelerin oda sıcaklığında, elmalarla aynı kase içinde tutulması gerektiğini söylüyor. Bunun bilimsel açıklamasını elmaların yaydığı gazın meyvelerin ve sebzelerin olgunlaşmasına yardımcı oluşuyla yapıyor.

Yumurta: Yumurtalar dışarıda muhafaza edilmelidir. Kabuğunda bir sürü mikro delikler barındıran yumurta, buzdolabında bulunan kötü  kokuyu çekiyor. Ayrıca markette açık raf sisteminden satın alınan bir ürün ne hikmetse eve gelince buzdolabına konuyor. Acaba bunun tek nedeni buzdolabının kapağında yumurta haznesinin olması olabilir mi?

Kök sebzeler: Kök sebzelerden olan ve toprağın altında yetişen havuç, turp vb. sebzeleri aynı yetiştikleri gibi dikey saklamak, daha uzun süre dayanmalarını sağlıyor. Bu işlemi kökler hava almayacak şekilde yaparsanız daha da uzun ömürlü olurlar.

Balmumu ile muhafaza: Eğer dışarıda tutmuş olduğunuz ürünlerin topraktan ayrılan kısımlarını, yani köklerini balmumu ile kaplarsanız daha uzun süre dayandığını gözlemleyebilirsiniz. Kabak, muz, karpuz, patlıcan aklınıza gelebilecek her ürün bu şekilde daha uzun süre muhafaza edilebilecektir. Üstelik bu işi piyasada plastik ambalajlar, streç filmler, buzdolabı poşetlerine alternatif olarak bulunan balmumu sargılarla da yapabilirsiniz.

Bu örnekler gibi daha pek çok bilgiyi projenin internet sitesindeki blog kısmında bulabilirsiniz. Save Food From the Fridge aslında geleneksel saklama yöntemlerini tekrar hayata döndürmek için başlatılmış bir akım. Bizim de hâlâ kullandığımız, bazılarını ise unuttuğumuz geleneksel yöntemlerimiz var. Her sonbaharda yapılan hummalı hazırlıklar neticesinde yazın tadına bayıldığımız ürünleri konserveleme yöntemini kullanarak depolamak için çabalıyoruz.

Tuzlama yahut salamura olarak da bilinen ürünlerin tuzlanması ile daha uzun süre dayanmasını sağlamak pek tabi mümkün. Her evde bulunan asma yaprağı bidonu başka nasıl açıklanabilir ki?

Kurutma da özellikle sıcak iklimlerin görüldüğü memleketlerde sık başvurulan yöntemlerden. Kuru domates, patlıcan, bamya, üzüm, kayısı gibi çeşitli sebze ve meyveler kurutularak yıl boyu kullanıma hazır hale getiriliyor.

Bunun gibi kullandığımız çeşitli yöntemler sayesinde gıdalarımızı buzdolabından koruyabilir, onların daha uzun süre dayanmasını sağlayabiliriz. Bahsedilen işlemler çaba gerektiriyor evet. Ancak gıdalarla bu şekilde bir ilişki içerisinde olmak onlara olan saygımızı arttıracaktır. Bir gıdanın ekimi, dikimi, dağıtımı gibi süreçleri yakından tatbik etmediğimiz için belki nasıl zor şartlar altında yetiştirildiğinden bîhaberiz. Ancak onları kendi tabiatlarına uygun şekilde saklamak bize maddi ve manevi çok şey kazandıracaktır.