Geleceğin Mottosu: Mutlu Şehirler

  • Yayınlanma Tarihi: 06 Ocak 2021
  • Yazar: Sumeyye Levin YANIK

İnsan için mutluluk arayışı kaçınılmaz bir eylem. Birçok araştırmanın sonucu da mutluluk, huzur ve dinginlik halinin yaşamı daha kaliteli ve uzun kıldığını gösteriyor. Aynı durum şehirler için de geçerli. Bir şehrin güzelliği ve öyküsünün uzunluğu o şehrin mutlu olmasından geçer. Peki bir şehir nasıl mutlu olur?

Mutlu bir şehir inşa edebilmenin yolu öncelikle şehri anlamaktan geçer. Bir şehir coğrafi konumu, topografik yapısı, iklimi, nüfus yoğunluğu gibi birçok temel verinin yanı sıra katman katman gözlenebilen tarihi dokusu, ana ulaşım aksları, altyapısı, orman alanları, su havzaları ve bunlarla birlikte bir alt ölçekte mahalle ve sokak kurgusu, konut yapıları, ticari, sağlık, dini, idari, eğitim ve kültürel yapıları, parkları ve yeşil alanları gibi içerisinde birçok dokuyu barındıran bir mekânlar bütünüdür. Şehir mekânı, yapısallığı ve kullanıcılarıyla daimi bir değişim ve dönüşüm süreci içerisinde olur. Bu devinimin doğru yönde ilerleyebilmesi, geleceğe yaşanılabilir bir şehir bırakabilmek için bazı kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulmuştur ve sürdürülebilirlik kavramı bu noktadaki çözüm arayışlarında ekolojik, ekonomik ve toplumsal boyutları kapsayan bütünsel bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır.

Sürdürülebilir bir şehir çevre kirliliğinin en aza indirgenmesi, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, tarihi yapı mirasının korunması, yeni yapıların insan ölçeğinde ve topografya ve çevre birimlerle ilişkisinin doğru bir şekilde kurulup tasarlanarak inşa edilmesi, kentsel akışın etkin bir biçimde yönetilebilmesi için alternatif ulaşım modelleri geliştirilmesi vb. gibi konuların hedeflendiği bir olgudur.

Mimari açıdan sürdürülebilir şehirler, sürdürülebilir tasarımların doğal bir sonucudur. Sürdürülebilir tasarım, her aşamada çevreye etkinin minimize edildiği ve üretilen yapının ömrünün en uzun olmasının hedeflendiği, yaşam döngüsünde yerel ve yeniden kullanıma imkân sağlayan, uzun vadeli ve çevre dostu olan malzeme seçiminin ve yerel işgücünün kullanıldığı, geri dönüştürülebilir, enerji etkinliğini veya verimliliğini dikkate alan çözümler içeren, atık üretiminin ve karbon ayak izinin en aza indirgenmesini hedefleyen geniş bir kavramdır.

Mutlu bir şehir özet olarak yeşil alanlarıyla nefes alan, doğal malzeme seçimiyle yaşayan duvarları olan, nitelikli mekânsal tasarımların gerçekleştirildiği; ekolojik, ekonomik ve toplumsal açıdan sürdürülebilir, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı, aynı zamanda günlük akışın panikten arınıp yaşamdan keyif alınacak bir hızda gerçekleştiği “Cittaslow” özelliği taşıyan bir şehirdir. Yaşanılabilir ve yaşatılabilir bir şehir olgusu için geliştirilen bu kavramlar çerçevesinde şehir mekânının özellikle tek merkezlilikten çok merkezli ve kompakt bir yaklaşıma geçişi ile farklı şekillerde yeniden tasarlanması mümkün. Bu noktada ilgili idare ve kuruluşlara büyük sorumluluklar ve görevler düşer.